Corfu Adası

 Corfu Adası

Small Canal D’amour

Corfu adası gezimi gerçekleştirmeden önce, ada hakkında pek bir şey bilmiyordum. Daha önce gezdiğim Yunan adalarından çok farkı olmayacağını düşündüğümden, “Hadi şaşırt beni” beklentisi ile bir gezi planlaması yapmadım. Normalde de planlı gezmeye karşıyım aslında. Olayın büyüsünü bozuyor gibime geliyor. Bu “karşı olma”yı her zaman sürdürüyor muyum, bu da tartışılır.  Spontane gelişen bu gezi, bakalım ne kadar memnuniyet verecek. Corfu benim için sadece, sosyal medyada çokça paylaşılan “Canal D’Amour” (Aşk Kanalı)’nın fotoğraflarından ibaret idi. Corfu’ya dair bende başka da bir şey yoktu.

Sidari Beach

Fakat şimdi, anlatmaya nereden başlayacağımı bilemeyecek kadar imaja sahip. Nedeni ise Corfu’yu, anlatırken nereye çeksen oraya gidebilecek yapıda oluşu. Harika plajlar, uzun yaz/güneş sezonu, özgür bölgeler, ucuz yeme-içme, zengin tarih, jeopolitik konum, misafirperverlik, kolay ulaşım ve daha bir çok özellik. Hazır olun hepsini tek tek anlatacağım. Uzun tutmamaya ve minimalist bir yaklaşım ile anlatacağıma emin olabilirsiniz!

Agios Spiridon Beach

Corfu’da ilk izlenimim; öbür Yunan adalarına hiç benzememesi. Kesinlikle daha yeşil.

Agios Petros Beach

Şehir merkezi (Old Town) yerleşim ve binalar, Selvi ağaçlarının çokluğu, bana daha çok İtalya’yı anımsattı. Tabi bunun nedeni, büyük oranda Corfu’nun tarihinde yatıyor. Ona da geleceğim. “Yunanistan’ın en zengin adası” unvanına sahip fakat binaların dış cepheleri bakımsız, restorasyon[1]  yok, sokaklar caddeler çok da temiz sayılmaz.

Corfu Old Town

“Corfu’da belediye iyi çalışmıyor” düşüncesi beliriyor ister istemez. Ada, “Yunanistan’ın en batıdaki adası”, “En zengin adası”, “En yeşil adası”, “Türkiye’ye en uzak adası” unvanlarını elinde tutuyor.

Tui‘nin elimize tutuşturduğu broşürde, adayı önce karadan dolaşmak, sonra da denizden tekne ile dolaşmanın önemli olduğunu belirtiliyor. Ne kadar haklı olduklarını ilk tekne turundan sonra anladım. Corfu, karadan çok güzel ama denizden daha da güzel. Özellikle “PhotoHunter“lar bunu kesinlikle yapmalı!

Corfu Island

Tuvalet Kağıdından Korkan Ada Corfu!

Aslında yazıma, “İyon Denizinin Tuvalet Kağıdından Korkan Adası!” gibi bir başlık atmak içimden geçmedi değil. 1. Uçakta anons ile. 2. Havaalanında. 3. Shuttle Bus da hostes. 4. Otel odasında uyarı yazılarında. 5. Belediye otobüsü anonsunda. 6. Yerel radyoların birinde uyarı olarak sürekli tuvalet kağıtlarının gider borularını tıkadığından, kullandığımız tuvalet kağıtlarını çöp kutularına atmamız konusunda uyarıldık. Uyarı gerektiren daha önemli konular varken neden bu? Hikayesini merak ettim

Night Landscape from Paradise Hotel Corfu

Otelimize gece vardığımız için, çevreye dair çok bir şey göremedim.

Paradise Hotel Corfu

Otelin (Paradise Hotel) güzel olduğunu söyleyebilirim. Renk uyumu ve mimari, otelin biraz eski olduğunu gösteriyor ama bu bir sorun değil.

Paradise Hotel Corfu Entrence

Hatta bunun, avantaj bile olduğu zamanlar oluyor. Odamız temiz ve bakımlı. Klima dış üniteleri biraz gürültü yapıyor. Kulak tıkacı kullandığım halde dip ses uyutmuyor. Tabi bu benim uyku alışkanlıklarım ile alakalı. Bir rezervasyon yaptırırken, ilk kriterim, “sessiz odanız var mı?” olur genelde. Kişiden kişiye değişen kriterler. Kimisi de “top atsan duymaz” modunda

Paradise Hotel Corfu

Yunan ruhu

Otelde yemekler açık büfe. Aynı zamanda “A La Carte” servis de var. Orta hallinin üzerinde. Serviste açılış olarak, shot bardaklarda Uzo yu önünüze koyuyorlar Standart Boş mide ile bir şat Uzo yutmazsan! Yunan ruhunu anlayamazmışsın. ( Garsonun yalancısıyım ) Almanya’nın Hollanda sınırına yakın bir kasabasında, Yunan tavernasına gitmiştik bir zamanlar orada da aynı şekilde servis etmişlerdi. Amsterdam’da bir tavernada da aynıydı. Demek ki standart bu. (Bu konuyu açıklığa kavuşturmak isteyen okuyucularım, sayfanın altında yorumlar bölümüne buyursun.)
Uzo için Yunan rakısı derler. Bence rakı ile ilgisi yok! shot bardağında ve su ile karıştırmadan, içiyorlar. Anason kokusu da yok denecek kadar az. Aslında bir çok ülkenin rakıya benzer içkisi var;

Fransa’nın Pastis’i
İtalya’nın Sambuca’sı
Hindistan ve Güneydoğu Asya’nın Arrak’ı
İran’ın Aragh sagi’si
Yunanistan’ın Uzo ve Çipuro’su
Türkiye’nin Rakı’sı ile yakın tatlardır. Hepsi Anason destekli içeceklerdir.

Paradise Hotel Corfu RoomDuş, üst düzeyde temiz. Fakat sıcak su gidip geliyor. Çok rahatsız eden bir değişim değil gerçi.
Bu otelde beni en etkileyen şey, arka bahçede sebze tarımı yapılması. Mutfakta kullanılan yeşillikler, sebzeler, arka bahçeden günlük taze geliyor gibi. Domates! çocukluğumda yediğim sonraları bir daha bulamadığım o muhteşem tatta. Sanırım yemeklerimizi otelde yemek daha iyi olacak. Tabi ki Corfu’ya gelmişken öbür yerel lezzetleri de tatmadan gitmek olmaz. Anlaşıldı Corfu bize bir kaç artı kiloya mâl olacak!

Paradise Hotel Corfu Front Garden

Ertesi gün, kahvaltıya indiğimizde, açık büfenin Türk kahvaltısından pek farklı olmadığını gördüm, daha bir mutlu oldum. Gerçi alışkanlıklarımı değiştirebilme yetisine sahibim yeni lezzetler, sunumlar, radikal farklılıklar, heyecan verir ama kendi kültürüme yakın olunca daha bir sıcaklık hissi veriyor.

O tabak tıka basa dolacak!

Utana sıkıla doldurdum yine o tabağı! Turkish styla 🙂 O tabak tıka basa dolacak, bitince de sıyırılacak 🙂 Bu davranış sadece bize has değil gerçi. “Assistant Hotel Manager” olarak Türkiye’nin turistik bölgelerinde çalıştığım dönemlerde bir çok ülkenin, bir çok milletin de aynı tipik davranışta olduğunu çoğu zaman görmüştüm. Aslında bu konuda çok daha fazla gözlemim var fakat konuyu dağıtmayayım. 🙂

Reception’da sevgi dolu misafirperver hanımlar, bize çok yardımcı oldular. Teşekkürlerimi sunarım. Verdikleri tavsiyeler doğrultusunda araba kiralamaya karar verdik.

Rent a Car

Konaklama süremizin ilk yarısında arabayla, son yarısında da tekne ile gezmenin daha eğlenceli olacağı kesinleşti. Tabi en az bir gün de belediye otobüsüne binip yerel kültür arasında kaybolmak, adanın ruhunu anlamak açısından olmazsa olmazımız. Size de bunu tavsiye ederim. “Corfu’da çeşmelerden su içilebilir.” deseler de, Uludağ’ın eteklerinden gelen biri için hiç de lezzetli değil. Marketten bir koli pet suyu bagaja atmak kaçınılmaz. Odadaki mini buzdolabına geceden 2 tane pet atınca, ertesi gün için neredeyse buz tutmak üzere olan su tedarikimiz pratik oldu.

Gezimizin ilk bölümü kiralık oto ile olduğu için, uzak rotalardan başlamaya karar verdik.

İlk durak, Paleokastritsa bölgesi.

Corfu Harita 001

Bu bölge, coğrafi özellik bakımından bir Amalfi, bir Hallstatt olabilecek nitelikte.

Agios Sipiridon Beach

Agios Spiridon Beach

Salaş ve bakir bir yapısı var. Bu, doğallık arayan benim gibiler için memnuniyet verici.

15 km lik yolun güzelliği “hiç bitmesin” dedirtiyor. Yemyeşil doğa içinde yavaş yavaş etrafı seyrederek ilerliyoruz ve Agios Spiridon Plajına geliyoruz.

Agios Petros Beach

Agios Petros Beach

Otoparkların karşısındaki akvaryum, dalış yapmayacak olan, fakat sualtı dünyasının sakinlerini merak edenler için, ziyaret alternatifi olabilir.

Agios Petros Beach

Agios Petros Beach

Öğle saatleri olduğu için acıkan karnımızı doyurmak önceliğine düştük. Çevreye bakınırken, Vrachos Palaiokastritsa adlı bir restoran gördük ve daldık içeri. Konum, manzara iyi fakat işletme, temizlik, lezzet, servis, wc vs hepsi kötü ötesi! Sanırım civarda tek oluşunun dikkatsizliğini yaşıyor bu işletme. Mekâna 10 üzerinden 2 verdim.

Ardından biraz plaj sefası, kulaçlamalar, güneşle fingirdeşmeler derken sıra geldi tepemizden bize bakan Paleokastritsa Manastırına tırmanmaya.

Zig zag çizen bir asfalt yolda yürüyerek, manastıra çıktık.

Paleokastritsa Manastırına çıkan yol.

Paleokastritsa Manastırına çıkan yol.

Yolun her metresinde ayrı bir manzara mevcut.

Yunanistan’ın Meşhur Eşekleri

Yunanistan'nın Eşekleri meşhur.

Yunanistan’ın eşekleri meşhur biliyorsunuz. Tarihlerinde önemli yeri var. II Dünya Savaşında Hitler, Yunanistan’ı işgal ettiğinde, ilk olarak eşekleri katlediyor mesela. Biliyor ki, Yunanlılar eşek olmadan tarla süremez, hasadı taşıyamaz, Açlıktan ölürler. Öyle de olmaya başlamış ki, 1940-42 arası Türkiye’den giden Kurtuluş ve Dumlupınar gemileri ile, yiyecek yardımı, yok olmalarını önlemiş. Kaptan, “Gemi boş dönecek, gençleri ve çocukları kurtaralım bindirin gemiye” deyince bilin bakalım kimler karşı çıkmış? Kiliselerinin papazları  Hegemonyaları bozulmasın diye insan hayatlarının yok olmasına göz yummak, tarihin her döneminde, dünyanın her yerinde tekrarlanan hikâyedir. Neyse. Ben kapatayım çenemi!

Paleokastritsa Manastırına tırmanan yoldan manzaralar.

Paleokastritsa Manastırına tırmanan yoldan manzaralar.

10 dakikalık yol, fotoğraf çekerken, 1 saat oldu. Şikâyetçi miyiz? Hayır, mutluyuz.

Manastıra ilk vardığımızda, her zaman yaptığım gibi, bölgenin ruhunu hissetmek için kendime bir yerli rolü verdim. Öyle ya “Bu filmin yönetmeni benim istediğime rol, istediğime yol veririm. Offf nereden geldi aklıma! Eskilerde kalmış bir set çalışanı, üzerinde bu cümlenin yazdığı bir tshirt yaptırmış ve giyip sete gelmişti  Bu anıyı da araya sıkıştırdıktan sonra, döneyim hislerimin bana anlattıklarına

Paleokastritsa Manastırı girişi

Paleokastritsa Manastırı girişi

Manastır ve çevresine dair öbür Fotoğraflarımı da buradan görebilirsiniz.

Papazlar işini biliyor! Tepe üzeri harika bir manzara, din satışından gelen para(hediyelik eşya dükkanı), şarap yapımı, tadımı, satışı, havası desen ömürlere ömür katar.

Manastırın ardındaki mezarlığa bakılırsa, kafası güzel papazlardan bazıları bu tehlikeli patikalarda ömür kaybetmiş de olabilir!

Altında harika bir kaç plaj, berrak ötesi Turkuaz renkte deniz, en lezzetli deniz ürünleri. Gel keyfim gel  Evet papazlar işini biliyor!

“Değmeyin manastırımıza!”

Bu konforu, keyfi korumak için de zamanın en iyi teknolojisi olan toplarını da konumlandırmışlar! “Değmeyin manastırımıza”  Kıskanmadım. Kıskanmadım. Hayır kıskanmadım.

Etrafta kimse yok. Şu çana bir asılsam mı? Muziplik olur mu? Birileri kızar mı? Tamam vaz geçtim!

Manastırdan çıkınca hemen karşıda ki bir başka yapı, Corfu Cafe-Restorant. Uçurum kenarı boş bir masa bulabilirseniz, oturup dinginliği yaşamalısınız. Bunun yanı sıra yiyecek içecekler de aşağıdaki restorandan nispeten daha iyi.

Hemen yan tarafta başlayan patikalardan, Metal Cross Vantage Point denen seyir balkonuna ulaşmak büyük macera fakat dikkatli olmak gerek çünkü yer yer tehlikeli hale gelebiliyor. Uçuruma bir adım kadar yaklaşabiliyor patika. Muhteşem görseller sunması da cabası.

Gün batımının ruhumuzda çiçekler açtırmasını da hissettikten sonra, otelimize dönme zamanı. Akşam yemeği faslından sonra gece cicilerimizi giyip, Corfu’nun gece gizemlerine doğru adımlarımızı sıklaştırıyoruz.  Bir kaç bar ve gece kulübünde, Asya’lı çekik gözlü garson, barmaid kızlar gördüm. Corfu Asyalıları seviyor demek ki

Hür ve Özgür İnsanlar Plajı

Ertesi gün plajlar turumuzda, ikinci sırada ki;

2. Mirtiotissa Plajına gitmeye karar verdik. Buranın bir Naked Beach olduğunu bilmiyordum.

Paralia Mirtiotissa Plajı

Mirtiotissa Beach

İnsanlar gayet hür ve özgür idi

Paralia Mirtiotissa Beach

Mirtiotissa Beach

Her an üzerimize yıkılacakmış gibi duran bir tepenin, bıçakla kesmişcesine düz bir duvarı andıran uçurumun dibine sırtını dayamış bu plaj, gerçek extreme. Doğa harikası yapısı, berrak suyu, sofra tuzu kıvamında sarı kumu, naturist ziyaretçileriyle, sıra dışı bir bölge. Meraklıları kaçırmasın. Paparazilere dikkat!

Paralia Mirtiotissa Beach

Paralia Mirtiotissa Beach

Bu plaja inen dik yolun üst tarafında bir otopark alanı var. Buraya geldiğiniz de aracınızı bu ücretsiz otoparka da bırakabilirsiniz. Karşısında da bir restoran var ve burada yeme içme sorunsalı halledilebilir. Mekâna 10 üzerinden 6 verdim.

Glyfada Plajı

Glyfada Beach

Glyfada Beach

3. Bir başka gün ise, Glyfada plajına gittik. Bu plaj, öbürleri ile kıyasla biraz daha turistik. Aileler için de uygun.

Glyfada Beach’e inerken.

Bir kaç otel, kamping ve yazlık villa var.

Glyfada Beach'e iniş yolu

Glyfada Beach’e iniş yolu

Bistrolar, restoranlar, kafeler, barlar var. Merkezden buraya kadar belediye otobüsü ile de gelebilirsiniz fakat numarasını göremedim. Plaj, denizi, kumu ve konumuyla hayli tatmin edici. Şejlong şemsiye kiralama işlerinden sorumlu nöbetçi mafyatikler çok fakat bunlardan kiralamayıp, havlunuzu da aralarına serip güneşlenebilirsiniz, bizdeki gibi hemen “Yassaghh” diye hönkünen kekolar gelmiyor yani.

Moreno Caffé Bar Bistro

Moreno Caffé Bar Bistro

Plaj-Teras tarzında Moreno Caffé de ise cocktail ler, servis, menü ve lezzet başarılı. Mekâna 10 üzerinden 7 verdim.

 

[1] Aslına uygun olarak, asli malzemeden, asli yapım tekniğinden ve özgünlüğünden faydalanarak, mümkün olduğu kadar az müdahale ile koruyarak onarılmasıdır. Kaldığın Satıra Geri Dönmek için TIKLA

 

Paylaş

Hakkında Musta

Traveller (on a budget)

Bir yanıt yazın