Gemi ile Norveç Fiyortları
Bu defa rotam Norveç Fiyortları na doğru. Vikinglerin izlerini süreceğim. Rotam dememin nedeni, fiyortları en iyi gemi ile gezebilirim kanısı. Gemi ile seyahatin alternatifleri de var. Onları da anlatacağım.
Yazımı sırasıyla 3 bölüme ayırdım.
- Norveç ve Fiyortlar hakkında gözlemlerim.
- Yolculuğumu yaptığım Cruise gemi ile ilgili gözlemlerim. Günlük notlarım.
- Norveç ve Fiyortlara dair istatistiksel bilgiler.
Avrupa ülkelerinden gelen turistler için, Norveç fiyortları popüler. Ve bir tık üst düzey tatil bölgelerinden. Pahalı bir bölge oluşu, popülerliği artırıyor olabilir. Avrupa ülkelerinin yerli halkları pahalıyı sever. Avrupalıları tanıyanlar, demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. Benim olayım bu değil tabi. Çocukluğumdan beri “Norveç” ya da “fiyort” denince aklıma Vicky The Viking gelir. Burnunu kaşıyıp her şeye çözüm bulan Vicky’ye dair bir şeyler bulmak mutlu eder.
Belki Ragnar ve Floki kankalarım ile iki tek bile atarım.
“Osmanlı istilası”
Avrupa, “Osmanlı istilası” nı tabulaştırmış, öcüleştirmiş ve bunu kuşaklar boyunca bir korkuya dönüştürmüş. 80 yaş üzeri Avrupalı bir büyükanneyi yakalayıp sohbet edin. Çocukluğunun nasıl “Türk korkusu” üzerine kurulduğunu anlayabilirsiniz. “Uslu dur, yoksa seni Türklere veririm.” Tehdidi ile büyüyen bu jenerasyon ile söyleşiler, konu hakkında size çok şey anlatabilir. İngiliz ve öbür kuzey denizi ülkeleri de aynı “korku ile terbiye” yöntemini, Vikingler üzerinden kurmuş.
Bu korku ilk olarak, MS 793’te İngiltere’deki Lindisfarne Manastırı’nı yağmalamaları ve İngilizlerin din adamlarını öldürmeleri ile başlar. İskoçyalılar ve İngilizler, Almanlar ve Fransızlar. Bu “Uslu dur, yoksa seni Vikinglere veririm.” i, çocuk terbiyesinde kullandıkları, arşivlerden görülebilir. Vikinglerde bunu hak etmek için az uğraşmamışlar hani! Neyse ki, günümüz dünyasında, bu yöntem, radikal Katolik kiliselerin gazı ile, orta doğu ve doğu ülkelerinde kalmış durumda.
Ülkemizde bu “korku ile terbiye” yönteminin bitişi, Atatürk ve devrimleri ile gerçekleşmiş. Araştıran, anlayacaktır!
Ben yine konumuza çeşni olan Vikingler e, Vicky ye döneyim.
TRT’nin ilk ve tek tv olduğu 1970’lerin son yıllarında izlenen bu çizgi dizi. Bizim kuşağı haftada bir televizyon karşısına çiviledi. Bu dizinin, Türkler ile tanışma hikayesini çok merak ediyorum. Aslında bu hikayeyi, Elif Dağdeviren‘e sormak gerek! Belki saygıdeğer babası o yıllardan anılarını kızıyla paylaşmıştır.
Genç arkadaşlar, bu diziyi merak ederse onlar için şu link var : Vicky The Viking
Viking torunu Norveçliler, biraz kibirli!
Bunun haklı bir sebebi var mı bilemiyorum. Ama örnek çok. İşte onlardan biri:
Avrupa birliği(AB) nin kuruluş görüşmelerinde, Norveçli yetkililerin, Alman ve Hollandalılar için sarf ettikleri sözler:
” Biz Alman ve Hollandalılar gibi köylü değiliz. İngilizler gibi Orospu çocuğu da değiliz. (BKZ: “Fuck” kelimesinin hikâyesine) Onlarla her şeyimizi paylaşmayız. Geleceklerse, turist gibi gelsinler. Ülkemizi ziyaret etsinler. “
Kelimesi kelimesine aynı bu sözler, AB görüşme tutanaklarında da görülebilir. Görüşmeler son bulduğunda Norveç, sadece Schengen sınırlarına dahil olmuş, AB ye katılmamış. 1972 ve 1994’te yapılan halk oylamalarıyla AB ye girmeyi reddetmişler.
“Kibir en sevdiğim günahtır.” Şeytanın Avukatı (1997) adlı filmin en akılda kalan repliğidir!
AB ye girmeyerek yi mi ediyorlar? Oda ayrı soru.
“Dünyanın en pahalı başkenti Oslo”
Euro yu kullanmamaları iyi bir fikir mi? “Dünyanın en pahalı başkenti” unvanına sahip Oslo‘nun durumu iyi mi kötü mü? Bu ayrı bir yazı konusu olur gibi. Neyse.
Fiyort nedir?
Dengesiz hava durumlarının oluşturduğu coğrafi yapılar diyebilirim.
İlk olarak dere yatakları buz tutmuş. Sıvı, katı hale dönüştüğünde, bilindiği gibi genleşir. İki taraftaki granit kayaları sert yapıda olmalarından dolayı aşındıramamış. Ve dışa doğru itmiş. Katı(buz), sıvı(su) haline geri dönüştüğünde, dere yatağı biraz daha büyümüş ve derinleşmiş. Bunun yüz yıllarca devam etmesi günümüzün fiyortlarını oluşturmuş.
Türkiye’nin de fiyortları var!
Granit kayaların çoğunlukta oluşu bu bölgenin doğasını eşsiz kılıyor. Gerçekte eşsiz değil!
Yeni Zelanda’nın da fiyortları var. Pek fark yok gibi.
Belki Yeni Zelanda seyahatimin Notları mı da okumak istersiniz.
Daha da ötesi var;
Türkiye’de de fiyort var. Bunu herkes bilmez!
- Aksaray Ihlara vadisi,
- Muğla Saklıkent,
- Samsun Şahinkaya kanyonu,
- Antalya Köprülü kanyon,
- Aydın Arapapıştı Kanyonu,
- Çorum İncesu Kanyonu,
- Kastamonu Çatak(Valla) Kanyonu,
- Adana Kapıkaya Kanyonu
Adını şuan hatırlayamadığım daha bir çok bölgemiz de bir çeşit fiyorttur. (Tamam bu bir fikirdi bilgi değil!) Coğrafya öğretmenleri beni yalanlasın ve bilgilendirsin lütfen! (“AMMA DA ATTIN HAAA” Mesajlarını görür gibiyim.) 🙂
Bu yazıda ki bilgilere, fikirlerimi de eklemeliyim. Yoksa bu blog olmaz. Ansiklopedi yazmıyoruz değil mi? 🙂 Öncelik bilginin tabi ki. İşte onlardan biri: Norveç kıyıları 2,500 km’dir. Fiyortları da sayarsak, bu sayı 30.000 km’ye çıkar. Öbür istatistik bilgiler için yazının 3. bölümüne bakabilirsiniz
Flåm
Norveç seyahatimin ilk durağı Flåm. Şehir diye geçiyor. Türkiye ile kıyasladığımda kasaba, köy. Mezra bile denebilir. “Sognefjord” fiyordun kollarından olan “Aurlandsfjord” adlı fiyordun bitiminde.
İlk karşıma çıkan denenesi aktivite, Viking Longhouse(ÆGIR) adlı pub da 6lı Viking birası testi.
Siz siz olun benim düştüğüm hataya düşmeyin. Bu testi günün sonuna bırakın. Flâm patikalarında zor bir yürüyüş sizi bekliyor.
Flåm’da klasik aktivitelerden başta geleni Flåmsbana treni ile “One Way Ticket” alarak, Myrdal dağının tepesine çıkmak, oradan muhteşem manzaralar eşliğinde bisiklet ile iniş yapmak.
Bir tüyo vereyim, bisikletinizi, otelde kalmıyor olsanız bile girin bir otelin resepsiyonundan kiralayın. Sağlam indirim bulabilirsiniz. 😉
Bu tren tırmanışında, her an karşınıza çıkabilecek hiç ummayacağınız aktiviteler ile karşılaşabilirsiniz. Algılarınızı dört açın. 🙂
Kjosfossen Şelalesi
Normalde bu iniş, yarım saat. Ama her pitoresk[1]te durup anı özümsemek, bir fotoğraf çekmek, 6-7 saatinizi alabilir. Bana kalırsa, alsın da!
Eşsiz manzaralar, anlık translar, fokuslar.Bu inişin büyüleyici olması, zikzaklı patikaların, görkemli şelalelerin içinden, altından, yanından geçiriyor olmasıyla ilgili.
Açık büfeler, atıştırmalıklar, portable barlar, ansızın karşınıza çıkar dikkat. Sizi yolunuzdan alıkoymasın. 🙂 Yada! Koysun be! 🙂
Bisikletli iniş yapmayacak arkadaşlar için, Tren yolu boyunca bir çok durak var. Bu duraklarda indi bindi yapabilirsiniz. Patikalarda yürüyüş yaparken, kaybolabilirsiniz. 🙂
Duraklar :
Myrdal 866 m.
Vatnahalsen 811 m.
Reinunga 669 m.
Waterval Kjosfossen 660 m.
Kårdal 556 m.
Blomheller 450 m.
Berekvam 343 m.
Dalsbotn 200 m.
Håreina 48 m.
Lunden 16 m.
Flåm 2 m.
Flåmsbana tavsiyeler 🙂
Flåmsbana tren işletmesine bir kaç tavsiye : Tren içindeki ışıkları lütfen sarı renkten, gün ışığı rengine dönüştürün. Camdan yansıyan bu ışıklar, çekilen fotolarda hiç istenen sonuçlar vermiyor. Camları da parlamayan camlar ile değiştirirseniz, fotoğrafçılar için harika bir iş çıkartmış olursunuz.
2. tavsiye: Yol boyunca elektrik direkleri ve telleri var. Bunlar toprak altına alınabilse harika fotoğraflar için daha iyi görüş elde edilebilir. Çok şey mi istedim acaba? 🙂
Hadi bir tane daha 🙂 o “Dünyanın en güzel tren turu” iddianızdan da vaz geçseniz diyorum 🙂
Fjord Safari Yapın
Fiyortlarda güçlü bir bot ile hız yapın. Algılarınızı ve duygusal birikiminizi fokuslayın. Dünyayı bu açıdan, hiç bir yerde göremeyeceğiniz kesin. Keyfini çıkarın. Bu unique!
Türkiye’de çokça duyulan, bilinen Troll kavramı Norveç’ten mi türemiş yoksa Avusturya’dan mı bilemedim. İki ülke de troll ü ulusal simgeleri olarak kullanıyor.
GrassRoof Evler tüm İskandinav ülkelerinin folklorik simgelerinden. Şimdilerde çok kalmasa da.
Flåm da ilk karşınıza çıkacak sanatsal eserlerden biri, üzerine dünya haritası işlenmiş küre şeklinde bir taş.
Christian Tobin’in eseri. Bursalılar Tobin’i tanır aslında!
Suyun kaldırma gücü ile dönen bu taş ilgi odağım oldu. Neden mi? Bursa şehrimizde de, bu sanatçının bir eseri vardı. Bir zamanlar!
Yapıldığı dönemde Bursa’da yerel medyada haklı eleştirilere maruz kalması, ödenen ücretin aşırı yüksek olduğu söylentisi, su ile çalışan bu eserin etrafında bir yerlere bir çeşme bile konmaması eleştirileri sanatçıyı ve eserini gölgede bırakmıştı.
Oslo şehir turumda modumu daha da yükseltmek için, 1980’lerde ergenlik yaşamış, akranım “Heavy Metalci” gençliğin anılarından silinmediğini düşündüğüm, Norveç’li TNT gurubunun, “Knights Of The New Thunder” “Tor With The Hammer” “King of the Seven Seas” “Without Your Love” “Deadly Metal” “Deadly Metal” “Last Summer`s Evil” adlı parçalarının eşliğinde, onların da izlerini süreceğim.
TNT Youtube da :
[1] Pitoresk : Resmedilmeye değer manzara, obje. Durumu, görünüşü bir tablo konusu olmaya değecek güzellikte olan (görünüm). Estetik etkiyi düzen bağlantıları ile değil de, doğada olduğu gibi bir rastlantısallık ile elde etmeye çalışan her tür sanatsal tutumu.
Kaldığın Satıra Geri Dönmek için TIKLA