28 Mayıs 2019
Bu gün bir araç kiralamaya karar verdik, çünkü ıssız cennet plajlara gitmenin başka yolu yok gibi. Kiralama şirketi, tüm evrakları verdi, dikkat etmemiz gerekenleri anlattı. Kaldığımız bölge tam bir banliyö olduğunu. Çok tehlikeli olduğunu anlattı. “Aracın içinde kesinlikle çanta paket vs bırakmayın camı kırar alırlar.” dedi. Direksiyona kelepçe verdi “park halinde iken bunu kesin takın” dedi. Huh! dedim bizi de çalarlar mı acaba bu adada? “Trafik kurallarına kimse uymaz tek kural, kuralsızlıktır burada.” dedi. Otomatik vitesli aracımızla ilk gezintimize başladık böylelikle. Evet, gerçekten kural yok yollarda!
29 Mayıs 2019
Bugün Grote Knip adlı meşhur plaja geldik. Issız yolda az kalsın bir lizard eziyordum. Neredeyse Crocodile büyüklüğündeydi. Yolun bir yanından fırlayıp, öbür yanına geçiverdi.
Arabayı durdurup ona bakarken, iste o an gelmiş ve onu görmüştüm. Çiçeğimmmm Bluechai’m, Butterfly Pea’m Kittelbloem’im, Clitoria ternatea’m, Kelebek Bezelyem, mavilimmm
Kokladım! Gençliğimin ütopyası, hayallerimin nadidesi,
kokusuz!
Kokmuyor ulen bu!
Neyse renkte bir yanılsama yok bu iyi. (Heyecandan fotosunu da çekmeyi unutmuşum)
Bu arada bir başka bilgi; Blue Curaçao liköründe çiçeğe eşlik eden meyve de, “Laraha” adlı portakal çeşidi. Acımsı meyve. Daha önce bir yerlerde hiç görmemiştim bu meyveyi de.

Tarkan. Büyüksün Dünya starı olmak böyle bir şey demek ki! Curaçao adasında bile radyolar seni yayınlıyor.
Yola devam Grote Knip bizi bekler.


Yurdum plajları dünya standartlarının üzerindedir de, burası o standartların en üstü olmalı! Beni bırakın gidin kardeşim burada bitsin ömrüm.



Aklım uzunca bir süre burada kalacak sanırım!

Yüzerken, bir Brezilyalı ile tanıştım.

Türk olduğumu öğrenince, “Netflix Protector” dizisi dedi. “İstanbul güzel” dedi. “Çok terörist var” dedi. “Diktatörünüz besliyor o teröristleri” dedi. Öylece kaldım. “Sana ne ulan bizim iç meselelerimizden, sen kendi Favela’larında ki teröristlerle ilgilen” diyecektim ki, konuyu, yapımıyla da ilgilendiğim sinemaya geri getirdi. Bizde de 20 -30 yıl önce Brezilya dizileri izlenirdi “Köle izaura” falan. Şimdi de siz bizimkileri mi izliyorsunuz dedim, gülüştük Bir ara Rio Karnavalına geleceğimi söyledim, adresini verdi “beni bul” dedi. O da Zaten Rio’luymuş.

Harika bir plajda, harika insanlarla tanışıp harika bir gün geçirdik.





Jet Ski ci ler ansızın plaja yaklaşıp insanları tehlikeye attılar. Müşteri bulamayınca geldikleri gibi gittiler


Grote Knip plajının tek yiyecek satıcısı olan, “Big Mama”nın da yiyecekleri hem leziz, hem de ucuzdu.

Plajın üst taraflarında, patikalar var. Biraz “Photo Hunt” için vurdum patikalara. Psychodelic manzaralar avlanmayı bekler. Bu patikalar halüsinasyon modu! Dünyadan soyutlanmış bir bölge sanki.





Psychodelic patikalarda ilerlerken, bir başka papağan olayıyla karşılaşıyorum. Bu adanın papağanları bir acayip bir leş için kavga edenlerini gördükten sonra, şimdi de kaktüs dikeni yiyenleri ile karşı karşıyayım!

Bu bölgede çokça fosil var.


